3 Mart 2015 Salı

TANRI DAİMA TEBDİL-İ KIYAFET GEZER-LAURENT GOUNELLE

KİTABIN ADI:TANRI DAİMA TEBDİL-İ KIYAFET GEZER
ÖZGÜN ADI:DIEU VOYAGE TOUJOURS INCOGNITO
YAZARI: LAURENT GOUNELLE
ÇEVİRMENİ: IŞIK ERGÜDEN
YAYIN EVİ: PEGASUS
BASKISI: 2012
SAYFA SAYISI:447
TÜRÜ:Roman
LiSTE FİYATI:25 TL
 
Laurent Gounelle'u Sergül Kato'nun yıl sonunda yaptığı okuduğum kitaplar videosunda görmüştüm söyledikleriyle de etkilenmiştim satın almalıyım mutlaka demiştim.Öylece üzerinden biraz vakit geçti kuzenim okumadığı kitapları elden çıkarmıştı onların arasından bana göz kırptığını görünce çok mutlu oldum.Kitabın arka kapak yazısını okuyunca da iyice heyecanlandım.
 
 
 Kitap Fransızca yazılmış ve olaylar Fransa da geçiyor.Daha önce Fransızca dan çevirilmiş bir kitap okumamıştım açıkçası ama Türkçeye uyarlaması gayet başarılı olmuş.Çevirmeni de tebrik etmek lazım tabi..

 Aslında okuduğunuzda siz de anlayacaksınız kitap bizi bize anlatıyor.Her ne kadar farklı kültürlerde geçen olaylar olsada insanız sonuçta ve zayıflıklarımız,eksikliklerimiz ortak bir yerde.Bu yüzden okuyan herkes kendinden bir şeyler bulacak bence..

Kitabın kapak tasarımı çok çok başarılı değil fakat genel anlamda hikayeyle uyum sağlıyor.Bildiğim kadarıyla ülkemizede orjinal kapağıyla geldi zaten Pegasus bu konuda gayet özenli ve başarılı..
Konusuna gelirsek..
İntihar etmek üzere olan bir adam ve onun hayatını tek bir şartla kurtarmayı öneren başka bir adam var ve bir anlaşma yapıyorlar.Ölümden kurtulmak için ya da yaşanılan çaresizzlikten kurtulmak için hayatının iplerini bir başkasının eline verip kukla olmayı göze alan cesaretli adamın hayatı bu anlaşmayla tamamen değişiyor ve artık hiç bir şey eskisi gibi olmuyor..

Kitapta çeşitli süprizler var tabi ama bunlarııı tabiki de söylemiyorum..

Gounelle'ı çok sevdiğimi söylemeliyim hem dil olarak hem de konuyu işleyişi olarak.Kişisel gelişim kitaplarını çoğu zaman hepimiz sıkıcı bulmuş olabiliriz istisnalar elbette vardır ama büyük çoğunluğun böyle olduğunu düşünüyorum.Ama Gounelle kişisel gelişimi öyle bir işlemiş romanla o kadar güzel harmanlamış ki okuyucu hem ruhundaki eksiklikleri fark ediyor gelişmek için cesaretleniyor hem de roman tarzının akıcılığıyla sıkılmadan sorularına cevap buluyor.Ben çok zekice buldum sizce de öyle değil mi?

Sıkıcı bölümler elbette yok değildi ama genel anlamda kitap akıcı ve kolay okunabilir nitelikteydi.
 
Gounelle ile tanışmadıysanız Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer iyi bir başlangıç olacak sizin için..
 
Daha fazlası için instagram hesabıma buyurmaz mıydınız? :)

1 Mart 2015 Pazar

HAKAN GÜNDAY-AZ

KİTABIN ADI:AZ
YAZARI: HAKAN GÜNDAY
YAYIN EVİ: DOĞAN KİTAP
BASKISI: 2011
SAYFA SAYISI:360
TÜRÜ:Roman
LiSTE FİYATI:25 TL
 
Hakan Günday.
Benim en en en çok sevdiğim ,okurken kendimi kaybettiğim,zekasına hayran olduğum,ne yazsa ne karalasa okumak için bir çok şeyden vazgeçebileceğim ender yazarlardandır. Tanışıp iki kelam edebilmeyi çok çok istiyorum bakalım olur inşallah..
 
Az uzun zamandır kitaplığımda olan bir kitaptı.Okumak için o uygun zamanı bekliyordum.Sonunda o uygun zamanın geldiğini hissettim ve başladım.Daha erken okumadığım için çok kızdım kendime.
 
 
  Nereden başlasam bilemiyorum aslında..
Kapaktan başlayayım ben en iyisi.Kapak tasarımı diğer Hakan Günday kitapları gibi anlayana çok şey ifade ediyor ve kitabın genel konusuyla bütünlük içinde. İllüstrasyonu Emrah Orhun'a ,kapak tasarımı ise Geray Gençer'e ait. Hiç tanımadığım bir yazar olsaydı kapak dikkatimi çekerdi ve satın alırdım diye düşünüyorum.
 
Olaylar isee 11 yaşındaki Dérdanın bir tarikat şeyhinin oğluyla evlenip İngiltereye gitmesi ile başlıyor.Tabi giriş kısmında ilerideki olaylarla ilgili bir kaç bir şey oluyor ama asıl Dérda'nın hayatı evlendirilmesiyle değişiyor.
  
  
 Kitabı okurken tüylerim ürperdi Dérda'nın yaşı ve yaşadıkları karşısında.Kadın cinayetlerinin sıkça yaşandığı günümüzde aslında bir kadının ya da bir  'çocuğun' ruhen gerçek bir ölüm söz konusu olmadan manevi açıdan nasıl öldürülebileceğine, hayatının acımacısızca nasıl katledildiğine şahit oluyorsunuz AZ ile.
Kitapta Derda ve Dérda'nın kesişen hayatlarını ,tesadüflerin yollarını nasıl kesiştirdiğini,ortak acıların aşka nasıl dönüştüğünü, aslında bir insanın tanımadan da  sevilebileceğini, edebiyatın gücünü, kelimelerin sınırsızlığını da görüyoruz.
Edebiyatın gücü ve kelimelerin sınırsızlığı dedim evert çünkü Hakan Günday'ın  çok sevdiğini bildiğim Oğuz Atay'ın dokunduğu,etkilediği,birleştirdiği hayatlardan Derda ve Dérda'nın ki..

Daha fazla konu ile ilgili detay vermek istemiyorum okumayan dostlarım için heyecanı kaçmasın..
 

Dil olarak Hakan Günday'ın klasik dilini görüyoruz kitapta.Okuyucuyla bütünleşen,yormayan,düşündüren,çok karmaşık duyguları bir cümleyle özetleyen ,derin anlamlar içeren kelimeler cümleler.. 
   
Eğer ilk kez okuyacağınız bir yazarsa Hakan Günday başlangıç için uygun bir kitap AZ.Diğer kitaplarına göre daha anlaşılır ,olaylar daha yoğun ya da en azından bana öyle geldi.
 
Sözün özü bu adamın kıymetini bilin alın okuyun kitaplarını.Aynı zamanda Ot dergisinde bir sayfası da var Triyaloglar adında.Oradan da takip edebilirsiniz.
 
Yazımı kitaptan beğendiğim bir kaç alıntıyla bitiriyorum..

''Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az...

O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum... Az...

Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z.
Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var.

O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında.

Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar.

Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler.

Senin ve benim gibi...''
 
 
 ''Manzaradan değildi cam kenarını sevmesi, yanında bir insan az olması demekti. öğreniyordu. ne kadar az, o kadar iyi."
 
'' Dünyanın en çabuk geçen, geçer geçmez de en hızlı yakalanılan hastalığına sahipti: Umut."
 
Daha fazlası için instagram hesabımda buluşalım mı? :) https://instagram.com/bomfalleralla/

31 Ocak 2015 Cumartesi

MELEĞİN DÜŞÜŞÜ-SUSAN EE

             Herkese Merhabalar.....
 
  Uzuunca bir ara verdim yine uzuuun uzuun bir ara. Blogumu çok ihmal ettim.Hatta bir ara vazgeçtim yazmasam mı artık dedim.Amaa yüksek bir motivasyonla yeniden dönme kararı aldım.Bu uzun arada çook çok yoğun kitapta okuyamadım açıkçası.Hem dersler hem sınavlar hem okul hem başka şeyler yeterince vaktimi aldığından kendimde blog için yeterli enerjiyi bulamıyordum.Neyse sonuç itibariyle kendimi ve kafamı topladım,blogum için gerekli enerjiyi hissedebiliyorum kendimde.

    Bilmiyorum biliyormusunuz ama ben genelde klasik,çağdaş,eski,günümüz vs..ama fantastik olmayan daha çok mesaj içerikli kitaplar okuyorum.Ama gerek youtube gerekse bloglarda okuduğum kadarıyla fantastik kitaplara karşı bir ilgim oluşmaya başladı yani bir kere bile olsa denemek istedim.Distopik tarzda denemelerimde oldu bu süreçte onların yazılarını da en kısa sürede girmeye çalışacağım.
  Neysee işin özü fantastik tarzda ve bloglarda çok beğenilen bir kitapla bugün birlikteyiz...
KİTABIN ADI:Meleğin Düşüşü
ÖZGÜN ADI:Angel Fall
ÇEVİRMEN:Barış Emre Alkım
YAZARI: Susan Ee
YAYIN EVİ: DEX
BASKISI: 2011
SAYFA SAYISI:30
TÜRÜ:Roman
LiSTE FİYATI:20 TL
 Meleğin Düşüşü bana kardeşimin hediyesiydi ama tamamen onun seçim değil .Nasıl yani? diye sorduğunuzu duyar gibiyim ben seçmiştim söylemiştim o da hediye olarak almış buradan teşekkürlerimi sunuyorum.Neyse kitaba gelecek olursak kitap adından da belli olduğu gibi meleklerle ilgili fantastik bir kitap.Kitabın içeriğinden her zaman ki gibi bahsetmeyeceğim.Ama şöyle üstün körü karakterlerden bahsetmek istiyorum.Kitaptaki karakterler ikiye bölünmüş durumda insanlar ve melekler olmak üzere.Her iki türdeki karakterlerin analizleri çok başarılıydı kurguya uygundu ayı zamanda. 


Kitaptaki olayın akışı,olayların anlatılış şekli bence başarılıydı yani özetle kolay okunabilir bir kitap.Dil olarak zorlayacak tamlamalar vs. kullanılmamıştı.Yalnız basım kaynaklı yazım hataları vardı onlarıda hoşgörüyorum.

Ben kitaptaki  bazı şeyleri alay olarak gördüm.Yani bazı  kutsallara karşı saygısızlık olduğunu düşünüyorum en anlatabileceğim şekilde.Yanlış şeylerde söylemek istemiyorum ama ben okurken rahatsız olduğum şeyleri paylaşmak istedim.Okuyanlar ne olduğunu bulmuştur diye düşünüyorum o yüzden ayrıntıya girmicem.

Kitabın devamının olduğunu düşünecek olursak bence sonuda tam olarak doğru bir yerde bitmedi yani meraktan ölmüyorum sadece devam olaylara karşı bir merak var içimde.Bence daha kritik bir yerde bitebilirdi.Belki de bu tarz kitapların usülleri böyledir bilemiyorum yanlış bir yorumsa affola.

Son eleştrim iseee bu kadar olaya müsait bir kitapta genelde durum hakimdi.Yani karakterleri etkileyecek öyle büyük bir ya da iki olay oldu.Bunların dışında genellikle oraya gittiler bunu gördüler vs. ile geçti.Daha çok olay olsaydı daha güzel olabilirdi diye düşünüyorum.

Tüm bu eleştrimlerim dışında kitap genel anlamda güzeldi.Akılda kalan ve insani duyguları güzel hissettiren bir kitaptı.Eğer sizde benim gibi yeni başalayacaksanız fantastik serilere iyi bir başlangıç olabilir.


Yazının burasına kadar geldiyseniz tebrik ediyorum sizi bitanesiniiiiiiiz..:)
 İnstagram ve twitterdan beni takip edin ..