3 Mart 2015 Salı

TANRI DAİMA TEBDİL-İ KIYAFET GEZER-LAURENT GOUNELLE

KİTABIN ADI:TANRI DAİMA TEBDİL-İ KIYAFET GEZER
ÖZGÜN ADI:DIEU VOYAGE TOUJOURS INCOGNITO
YAZARI: LAURENT GOUNELLE
ÇEVİRMENİ: IŞIK ERGÜDEN
YAYIN EVİ: PEGASUS
BASKISI: 2012
SAYFA SAYISI:447
TÜRÜ:Roman
LiSTE FİYATI:25 TL
 
Laurent Gounelle'u Sergül Kato'nun yıl sonunda yaptığı okuduğum kitaplar videosunda görmüştüm söyledikleriyle de etkilenmiştim satın almalıyım mutlaka demiştim.Öylece üzerinden biraz vakit geçti kuzenim okumadığı kitapları elden çıkarmıştı onların arasından bana göz kırptığını görünce çok mutlu oldum.Kitabın arka kapak yazısını okuyunca da iyice heyecanlandım.
 
 
 Kitap Fransızca yazılmış ve olaylar Fransa da geçiyor.Daha önce Fransızca dan çevirilmiş bir kitap okumamıştım açıkçası ama Türkçeye uyarlaması gayet başarılı olmuş.Çevirmeni de tebrik etmek lazım tabi..

 Aslında okuduğunuzda siz de anlayacaksınız kitap bizi bize anlatıyor.Her ne kadar farklı kültürlerde geçen olaylar olsada insanız sonuçta ve zayıflıklarımız,eksikliklerimiz ortak bir yerde.Bu yüzden okuyan herkes kendinden bir şeyler bulacak bence..

Kitabın kapak tasarımı çok çok başarılı değil fakat genel anlamda hikayeyle uyum sağlıyor.Bildiğim kadarıyla ülkemizede orjinal kapağıyla geldi zaten Pegasus bu konuda gayet özenli ve başarılı..
Konusuna gelirsek..
İntihar etmek üzere olan bir adam ve onun hayatını tek bir şartla kurtarmayı öneren başka bir adam var ve bir anlaşma yapıyorlar.Ölümden kurtulmak için ya da yaşanılan çaresizzlikten kurtulmak için hayatının iplerini bir başkasının eline verip kukla olmayı göze alan cesaretli adamın hayatı bu anlaşmayla tamamen değişiyor ve artık hiç bir şey eskisi gibi olmuyor..

Kitapta çeşitli süprizler var tabi ama bunlarııı tabiki de söylemiyorum..

Gounelle'ı çok sevdiğimi söylemeliyim hem dil olarak hem de konuyu işleyişi olarak.Kişisel gelişim kitaplarını çoğu zaman hepimiz sıkıcı bulmuş olabiliriz istisnalar elbette vardır ama büyük çoğunluğun böyle olduğunu düşünüyorum.Ama Gounelle kişisel gelişimi öyle bir işlemiş romanla o kadar güzel harmanlamış ki okuyucu hem ruhundaki eksiklikleri fark ediyor gelişmek için cesaretleniyor hem de roman tarzının akıcılığıyla sıkılmadan sorularına cevap buluyor.Ben çok zekice buldum sizce de öyle değil mi?

Sıkıcı bölümler elbette yok değildi ama genel anlamda kitap akıcı ve kolay okunabilir nitelikteydi.
 
Gounelle ile tanışmadıysanız Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer iyi bir başlangıç olacak sizin için..
 
Daha fazlası için instagram hesabıma buyurmaz mıydınız? :)

1 Mart 2015 Pazar

HAKAN GÜNDAY-AZ

KİTABIN ADI:AZ
YAZARI: HAKAN GÜNDAY
YAYIN EVİ: DOĞAN KİTAP
BASKISI: 2011
SAYFA SAYISI:360
TÜRÜ:Roman
LiSTE FİYATI:25 TL
 
Hakan Günday.
Benim en en en çok sevdiğim ,okurken kendimi kaybettiğim,zekasına hayran olduğum,ne yazsa ne karalasa okumak için bir çok şeyden vazgeçebileceğim ender yazarlardandır. Tanışıp iki kelam edebilmeyi çok çok istiyorum bakalım olur inşallah..
 
Az uzun zamandır kitaplığımda olan bir kitaptı.Okumak için o uygun zamanı bekliyordum.Sonunda o uygun zamanın geldiğini hissettim ve başladım.Daha erken okumadığım için çok kızdım kendime.
 
 
  Nereden başlasam bilemiyorum aslında..
Kapaktan başlayayım ben en iyisi.Kapak tasarımı diğer Hakan Günday kitapları gibi anlayana çok şey ifade ediyor ve kitabın genel konusuyla bütünlük içinde. İllüstrasyonu Emrah Orhun'a ,kapak tasarımı ise Geray Gençer'e ait. Hiç tanımadığım bir yazar olsaydı kapak dikkatimi çekerdi ve satın alırdım diye düşünüyorum.
 
Olaylar isee 11 yaşındaki Dérdanın bir tarikat şeyhinin oğluyla evlenip İngiltereye gitmesi ile başlıyor.Tabi giriş kısmında ilerideki olaylarla ilgili bir kaç bir şey oluyor ama asıl Dérda'nın hayatı evlendirilmesiyle değişiyor.
  
  
 Kitabı okurken tüylerim ürperdi Dérda'nın yaşı ve yaşadıkları karşısında.Kadın cinayetlerinin sıkça yaşandığı günümüzde aslında bir kadının ya da bir  'çocuğun' ruhen gerçek bir ölüm söz konusu olmadan manevi açıdan nasıl öldürülebileceğine, hayatının acımacısızca nasıl katledildiğine şahit oluyorsunuz AZ ile.
Kitapta Derda ve Dérda'nın kesişen hayatlarını ,tesadüflerin yollarını nasıl kesiştirdiğini,ortak acıların aşka nasıl dönüştüğünü, aslında bir insanın tanımadan da  sevilebileceğini, edebiyatın gücünü, kelimelerin sınırsızlığını da görüyoruz.
Edebiyatın gücü ve kelimelerin sınırsızlığı dedim evert çünkü Hakan Günday'ın  çok sevdiğini bildiğim Oğuz Atay'ın dokunduğu,etkilediği,birleştirdiği hayatlardan Derda ve Dérda'nın ki..

Daha fazla konu ile ilgili detay vermek istemiyorum okumayan dostlarım için heyecanı kaçmasın..
 

Dil olarak Hakan Günday'ın klasik dilini görüyoruz kitapta.Okuyucuyla bütünleşen,yormayan,düşündüren,çok karmaşık duyguları bir cümleyle özetleyen ,derin anlamlar içeren kelimeler cümleler.. 
   
Eğer ilk kez okuyacağınız bir yazarsa Hakan Günday başlangıç için uygun bir kitap AZ.Diğer kitaplarına göre daha anlaşılır ,olaylar daha yoğun ya da en azından bana öyle geldi.
 
Sözün özü bu adamın kıymetini bilin alın okuyun kitaplarını.Aynı zamanda Ot dergisinde bir sayfası da var Triyaloglar adında.Oradan da takip edebilirsiniz.
 
Yazımı kitaptan beğendiğim bir kaç alıntıyla bitiriyorum..

''Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az...

O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum... Az...

Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z.
Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var.

O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında.

Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar.

Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler.

Senin ve benim gibi...''
 
 
 ''Manzaradan değildi cam kenarını sevmesi, yanında bir insan az olması demekti. öğreniyordu. ne kadar az, o kadar iyi."
 
'' Dünyanın en çabuk geçen, geçer geçmez de en hızlı yakalanılan hastalığına sahipti: Umut."
 
Daha fazlası için instagram hesabımda buluşalım mı? :) https://instagram.com/bomfalleralla/

31 Ocak 2015 Cumartesi

MELEĞİN DÜŞÜŞÜ-SUSAN EE

             Herkese Merhabalar.....
 
  Uzuunca bir ara verdim yine uzuuun uzuun bir ara. Blogumu çok ihmal ettim.Hatta bir ara vazgeçtim yazmasam mı artık dedim.Amaa yüksek bir motivasyonla yeniden dönme kararı aldım.Bu uzun arada çook çok yoğun kitapta okuyamadım açıkçası.Hem dersler hem sınavlar hem okul hem başka şeyler yeterince vaktimi aldığından kendimde blog için yeterli enerjiyi bulamıyordum.Neyse sonuç itibariyle kendimi ve kafamı topladım,blogum için gerekli enerjiyi hissedebiliyorum kendimde.

    Bilmiyorum biliyormusunuz ama ben genelde klasik,çağdaş,eski,günümüz vs..ama fantastik olmayan daha çok mesaj içerikli kitaplar okuyorum.Ama gerek youtube gerekse bloglarda okuduğum kadarıyla fantastik kitaplara karşı bir ilgim oluşmaya başladı yani bir kere bile olsa denemek istedim.Distopik tarzda denemelerimde oldu bu süreçte onların yazılarını da en kısa sürede girmeye çalışacağım.
  Neysee işin özü fantastik tarzda ve bloglarda çok beğenilen bir kitapla bugün birlikteyiz...
KİTABIN ADI:Meleğin Düşüşü
ÖZGÜN ADI:Angel Fall
ÇEVİRMEN:Barış Emre Alkım
YAZARI: Susan Ee
YAYIN EVİ: DEX
BASKISI: 2011
SAYFA SAYISI:30
TÜRÜ:Roman
LiSTE FİYATI:20 TL
 Meleğin Düşüşü bana kardeşimin hediyesiydi ama tamamen onun seçim değil .Nasıl yani? diye sorduğunuzu duyar gibiyim ben seçmiştim söylemiştim o da hediye olarak almış buradan teşekkürlerimi sunuyorum.Neyse kitaba gelecek olursak kitap adından da belli olduğu gibi meleklerle ilgili fantastik bir kitap.Kitabın içeriğinden her zaman ki gibi bahsetmeyeceğim.Ama şöyle üstün körü karakterlerden bahsetmek istiyorum.Kitaptaki karakterler ikiye bölünmüş durumda insanlar ve melekler olmak üzere.Her iki türdeki karakterlerin analizleri çok başarılıydı kurguya uygundu ayı zamanda. 


Kitaptaki olayın akışı,olayların anlatılış şekli bence başarılıydı yani özetle kolay okunabilir bir kitap.Dil olarak zorlayacak tamlamalar vs. kullanılmamıştı.Yalnız basım kaynaklı yazım hataları vardı onlarıda hoşgörüyorum.

Ben kitaptaki  bazı şeyleri alay olarak gördüm.Yani bazı  kutsallara karşı saygısızlık olduğunu düşünüyorum en anlatabileceğim şekilde.Yanlış şeylerde söylemek istemiyorum ama ben okurken rahatsız olduğum şeyleri paylaşmak istedim.Okuyanlar ne olduğunu bulmuştur diye düşünüyorum o yüzden ayrıntıya girmicem.

Kitabın devamının olduğunu düşünecek olursak bence sonuda tam olarak doğru bir yerde bitmedi yani meraktan ölmüyorum sadece devam olaylara karşı bir merak var içimde.Bence daha kritik bir yerde bitebilirdi.Belki de bu tarz kitapların usülleri böyledir bilemiyorum yanlış bir yorumsa affola.

Son eleştrim iseee bu kadar olaya müsait bir kitapta genelde durum hakimdi.Yani karakterleri etkileyecek öyle büyük bir ya da iki olay oldu.Bunların dışında genellikle oraya gittiler bunu gördüler vs. ile geçti.Daha çok olay olsaydı daha güzel olabilirdi diye düşünüyorum.

Tüm bu eleştrimlerim dışında kitap genel anlamda güzeldi.Akılda kalan ve insani duyguları güzel hissettiren bir kitaptı.Eğer sizde benim gibi yeni başalayacaksanız fantastik serilere iyi bir başlangıç olabilir.


Yazının burasına kadar geldiyseniz tebrik ediyorum sizi bitanesiniiiiiiiz..:)
 İnstagram ve twitterdan beni takip edin ..

8 Ekim 2014 Çarşamba

SABAHATTİN ALİ-KUYUCAKLI YUSUF

KİTABIN ADI:Kuyucaklı Yusuf
YAZARI: Sabahattin Ali
YAYIN EVİ: YKY
BASKISI: 2014
SAYFA SAYISI:220
TÜRÜ:Roman
LiSTE FİYATI:13 TL

Merhabalar..

Sabahattin Ali, okumaktan çok büyük keyif aldığım, istisnasız her kitabında kendimden parçalar bulduğum, Türk edebiyatının çok çok önemli usta bir yazarı. Kuyucaklı Yusuf da Kürk Mantolu Madonna gibi bende yeri özel kitaplardan.Bu arada Kürk Mantolu Madonna 'nın yazısı için buraya tıklayabilirsiniz.

Kuyucaklı Yusuf ' u eminim hepiniz defalarca okudunuz, blog yazılarında yorumlarına rastladınız ama bende en azından arşivimde bulunması açısından nacizane fikirlerimi yazayım dedim.



Öncelikle kitap her yaştan okura hitap ediyor.Her yaşta farklı anıları göz önüne getirip farklı tatlar verecek bir kitap olduğunu düşünüyorum.Ben daha önce lisede okuduğum bu kitaptan bu yaşımda farklı tatlar , farklı dersler aldım kendimce. Bence bir kitabı baş yapıt ve bir yazarı usta yazar yapacak en önemli unsurlardan biri budur.

Kitaptaki dil çok akıcı yani bir kaç saatte rahatlıkla bitirilecek yapıda bir kitap.Kitap okuyamıyorum ,okurken uykum geliyor vs. gibi şikayetleri olan insanların bence okuyabilecekleri yada kitap okumaya yeni başlayacak olanlar için ideal bir kitap.


Kitapta anlatılan aslında bir aşk hikayesi. Tabi genel tema aşk ama içerisinde çok fazla farklı duyguyla da karşılaşacaksınız.

Aslında kitapla ilgili çok şey paylaşmak istiyorum ama kendimi tutuyorum sizin heyecanınızı törpülememek açısından.

Sabahattin Ali'nin mesleğinin verdiği o eğiticilik,koruyuculuk,insanlık adına verdiği mesajlar kitapta çok belirgin bir şekilde görülüyor. Bildiğiniz gibi Sabahattin Ali'nin yazarlıktan önceki mesleği öğretmenlikti.O kucaklayan kutsal mesleği kim bilir nasıl güzel icra ediyordu..

Her kitap severin kitaplığında bulunması gereken kült kitaplardan Kuyucaklı Yusuf..

Puanım ise:






              Daha fazla görsel için instagram hesabım:http://instagram.com/bomfalleralla

6 Ekim 2014 Pazartesi

AFİR-KATHRYN FOX

KİTABIN ADI:Afir
YAZARI: Kathryn Fox
YAYIN EVİ: Doğan Kitap
ÇEVİRMEN:Alper Gadiş
BASKISI: 2007
SAYFA SAYISI:340
TÜRÜ:Polisiye\gerilim
ÖZGÜN ADI:Without Consent
LiSTE FİYATI:12,06 TL


Merhabalar..

Bugün D&R'ın indiriminden almış olduğum Afirden bahsedeceğim..

Son zamanlarda biraz fazla kitap alış verişi yaptım malum indirim dönemindeydi büyük firmalar ve yayın evleri.Eskiden olduğu gibi bu alış verişlerimin yazılarını girmeyi düşünmüyorum çünkü zaten çoğunu instagram hesabımdan paylaşıyorum tekrar burada ayrı bir post ile sizleri sıkmak istemiyorum.Merak edenler buraya tıklayıp instagram hesabıma ulaşabilirler.

Bu arada herkesin geçmiş kurban bayramını da kutlayıp asıl konuya geçeyim..


Kitaptan açıkçası çok büyük bir beklentim yoktu.Polisiye gerilim kitaplarını okumayı ayrı severim ama konular genellikle birbirlerinden çok farklı olmadığından az çok tahminler yapabiliyoruz içerik ve konu hakkında.Afir' de de arka kapak yazısına bakarak kafamda bir şeyler şekillendirmiştim amaa ön yargılı davrandığımı kitabı bitirdiğimde fark ettim.

Öncelikle kitabın yazarı hakkında birkaç bir şey söylemek istiyorum.Kathryn Fox tıp bilimiyle uğraşan ve adli tıp konularına uzak olmayan aksine içinde olan bir yazar olduğunda anlatılan olayları tıbbi terimlerle o kadar güzel desteklemiş ki adeta doktorla konuşuyormuş ya da sanki ben doktormuşum gibi hissettim. Bu çok çok önemli.Benim diğer postlarımı da okuduysanız gerçekliğin,olayları gözümde canlandırabilmenin ne kadar önemli olduğunu bilirsiniz.Bu konuda kitabı çok başarılı buldum.

Konusu hakkında yine bilgi vermeyeceğim onu okuduğunuzda öğrenirsiniz.Bu bana sorulan bir soru aslında. Yani neden kitabın konusundan bahsetmiyorsun ya da en azından arka kapağın bir tık ileri seviyesinde bilgi versen okuyucu açısından iyi olur gibi tavsiyeler aldım.Ben okuduğum bloglarda kitabın konusu hakkında spoiler yediğimde o kitabı okuma isteğim eksilere düşüyor.Aksine kitabın gizemli bırakılması ve konusu hakkında bilgi verilmemesi kitabı kendim keşfetmem bana daha çekici geliyor.Bu yüzden blog yazılarmıda kendi zevkim ve isteklerim doğrultusunda hazırlıyorum.Bu konuya da bir açıklık getirmiş olayım..

Kitapla ilgili olumsuz yanlar yok değildi tabiki de. İlk olarak yayın evinin basımı konusunda rahatsız olduğum bir durum vardı.Bence kitabın sayfa boyutu çok gereksiz derecede  büyüktü.Normalde küçük punto sevmeme rağmen bu büyük sayfa boyutu ve küçük punto beni rahatsız etti okumamı zorlaştırdı.Onun dışında kitapta katille ilgili erken ip uçları verilmişti.Yani ben kitabın sonuna gelmeden ortalarında katilin kim olduğunu tahmin edebildim.Açıkçası tahmin edememek isterdim.:)


Olumsuz yönleri olsa da kitap sürükleyici ve beğenebileceğim tarzdaydı.Yazarı çok sevdim her şeyden önce.Kesinlikle diğer kitaplarını da okumak isterim.

Puana gelecek olursak...






5 Ekim 2014 Pazar

STEFAN ZWEİG-SATRANÇ

KİTABIN ADI:Satranç
YAZARI: Stefan Zweig
YAYIN EVİ: Can Yayınları
ÇEVİRMEN:Ayça Sabuncuoğlu
BASKISI: 2012
SAYFA SAYISI:88
TÜRÜ:Uzun öykü

ÖZGÜN ADI:Schachnovelle
LiSTE FİYATI:8 TL

Merhabalar..

Stefan Zweig-Satranç, başlıktan da anlaşılacağı gibi bugün ki konuğum.

Çok uzun zamandır instagramda gördüğüm bir kitaptı kendisi.Okuyan arkadaşlar hep okunması gereken bir kitap olduğundan bahsediyorlardı.Haruki Murakami'nin kitabını aldığım gün Satranç da gözüme takıldı ve alıp okumak istedim.





Kitap,okuması gayet kolay kısa bir kitap.Sıkıcı,okuyucuyu yoran bir anlatımı da yok.Bir solukta okuyabileceğiniz bir kitap.Kitabın yorumuna geçmeden önce kısaca yazarın Satrancı yazarken geçirdiği süreçten biraz bahsetmek istiyorum. Stefan Zweig bu kitabı yazarken Brezilya'da sürgündeymiş.Şubat 1942'de intihar etmeden kısa bir süre önce tamamlamış kitabı.Düşünüyorum da yazarın ruh halini,yaşadıklarını,duygularını bu kitap o zaman çok daha anlamlı ve derin biir hale bürünüyor.sırf bu yüzden bile çok özel bir kitap aslında...

Kitapta da kahramanlardan bir tanesinin yaşadığı zorluklar,yapılan işkenceler anlatılmış.Bu anlatımlardan bile yazarın ne kadar zor dönemlerden geçtiğini görebiliyoruz.Her zamanki gibi konudan çok fazla bahsetmeyeceğim spoiler vermemek adına. Ama konunun işlenişinden,kurgudan vs. bahsedecek olursak, ok alışılmadık bir konu kısacık bir kitapta anca bu kadar güzel anlatılabilinirdi diyorum. Bu cümleden kitap hakkındaki fikrimi az çok anlayabilmişsinizdir diye düşünüyorum.

Kitabın bence olumsuz hiç bir tarafı yokru.Betimlemeler çok başarılıydı gözümde canlandırabildim aynı zamanda geereksiz anlatımlarla okuyucu yorulmamıştı.Dili çok sade ve tertemizdi.Burda çevirmen arkadaşta çok başarılı bir iş çıkartmış Ayça Sabuncuoğlu'nu tebrik ediyorum buradan.

Kapak tasarımı ve sayfa kalitesi de gayet başarılıydı.Can yayınlarının her yerde kendini belli eden kaliteli ,ve sade tasarımı bu kitaba da hakimdi.Ben Can yayınlarının bu beyaz tasarımlarını çok beğeniyorum.Hem tek başına hem kitaplıkta diğer çıkardığı kitaplarla bir bütün oluşturuyor ve görsel anlamda farkını ortaya koyuyor.

Son olarak yazarın yaşadıklarını okuduktan sonra bu kitabın beni çok etkilediğini söylemeden geçemeyeceğim.Okumadıysanız okumanızı tavsiye ediyorum.

Puanım:

Kitap görselleri ve daha fazlası için instagram hesabım:http://instagram.com/bomfalleralla


22 Eylül 2014 Pazartesi

HARUKİ MURAKAMİ-SINIRIN GÜNEYİNDE GÜNEŞİN BATISINDA

KİTABIN ADI:Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında
YAZARI: Haruki Murakami
YAYIN EVİ: Doğan Kitap
ÇEVİRMEN:Pınar Polat
BASKISI: 3.Baskı 2014
SAYFA SAYISI:190
TÜRÜ:Roman


Merhabalar..

Çok uzun zaman önce Yolun Neresindeyim bloğunun sahibi Sergül Kato da görsellerini gördüğüm ve merak ettiğim bir yazar olan Haruki Murakami bugün ki konuğum.Sergül, kitap zevkine güvendiğim biri olduğundan bu yazara bir şans vermek istedim.Bloğunu ziyaret etmek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

Geçenlerde okulların açılması şerefine kendime bir kitap hediye etmek istedim ve D&R'a gittim.Dünya edebiyatı rafına bakarken bu kitabı gördüm ve yazarla tanışmak için iyi bir başlangıç olacağını düşündüm.

Kitap Doğan Kitap'tan çıkmış.Zaten çok sevdiğim yazarlara ev sahipliği yapan bu yayın evi kitaplığımın büyük bir bölümünü kapsamış durumda.Gerçekten kaliteli ve başarılı bir yayın evi.

Kitaba gelecek olursak..Ben kitabın konusunu kitabın ortasına gelinceye kadar sevmiştim.Geçmiş zaman kullanıyorum evet çünkü yarısından sonrasında özellikle de sonlarına yaklaştıkça konudan uzaklaştım ,bağlayıcılığını kaybetti konu.Ve en sonunda yazarın bağladığı yer beni tatmin etmedi.Yani tam bir son değildi.Onca olay oldu,onca şey anlatıldı ve ben hep bir şey olacak diye bekledim ama olmadı ne yazık ki.. Normalde böyle konuyla bütünleşemediğim  kitapların sonunu zor getiririm ,okurken sıkılırım ,ah bir bitse derim ama ilginçtir bu kitapta olmadı.Bu da yazarın kaleminden kaynaklı. Yani bence öyle. Çünkü yazar ne kadar sıkıcı ve beni tatmin etmeyen bir şey anlatıyor da olsa kalemi o kadar güçlü ve usta ki o, yazdıklarını okutuyor size. Aynı durumu Emrah Serbes'in Delidumanında da yaşamıştım onunla ilgili düşüncelerimi okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

Kitabın olumsuz yanlarına gelecek olursak; kitapta çok fazla cinsel içerik vardı ve bence gereksizdi.Başlarda küçük ve gelişme döneminde bir erkek çocuğunun cinsel dürtüleri vs. durumlarını yadırgamadım ama kitabın devamındaki cinsel içerik rahatsız edici ve gereksizdi bence.Konu çok iyi kurgulanmış ve içi dolu bir konu olsaydı belki bu kadar rahatsız etmezdi ama konu da boşluklar fazlaca olduğundan göze battı bu durum.

Kitabın kapak tasarımı ve kalitesini de başarılı buldum.Aynı zamanda çevirisi de hayli başarılıydı.

Sonuç olarak yazara evet bu kitaba hayır diyorum.Haruki Murakami'nin diğer kitaplarına da şans vereceğim. Yazarın usta kalemine notum :


Kitap görselleri ve daha fazlası için instagram hesabım:http://instagram.com/bomfalleralla