22 Temmuz 2014 Salı

YAZ OKUMA ŞENLİĞİ- İLK AY DURUMU

Merhabalar...
Bildiğiniz gibi yaz okuma şenliği kapsamında kitaplar okuyorum ve ilk ayı tamamlamış bulunuyoruz.Bende bu bağlamda hem kendi durumuma bir göz atmak hemde diğer katılımcılar arasındaki yerimi görmek amacıyla bir ilk ay durumu yazısı yazayım dedim.

 Öncelikle totale baktığım da rakam olarak güzel bir sayıya ulaşmışım ama bir kaç kitabın çok ince olmasından dolayı biraz da yavaş ilerlediğimi gördüm.Blogumu  ve instagram sayfamı takip edenler  sayıyı aşağı yukarı tahmin edebilirler.

Şimdi kategorilere ve kitaplara bir göz atalım isterseniz.



 2.KATEGORİ:Sadece tek bir kitabını okuduğunuz ve sevdiğiniz yazardan bir kitap
KİTABIN ADI:Mihmandar
YAZARI:İskender Pala
YAYIN EVİ:Kapı Yayın Evi
SAYFA SAYISI:382
Mihmandar'ın blog yazısını yazmıştım o yüzden üzerinde pek fazla yorum yapmayacağım burda.Blog yazısını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

3.KATEGORİ:Bir şiir kitabı
KİTABIN ADI:Sarı Şey
YAZARI:Küçük İskender
YAYIN EVİ:Sel yayınları
SAYFA SAYISI:110
Sarı Şey 'i çoğu zaman canım sıkıldığında açıp okurum baş ucu kitaplarımdandır.Bu ay da kitaplığımdaki tek şiir kitabı olan bu kitabı kafamın dumanlı olduğu bir günde ya da roman vs. tarzı kitaplardan bunaldığım da okudum .Şiir kitapları okumaktan zevk aldığım söylenemez ama Küçük İskender -Sarı Şey'in yeri bende çok başkadır ..

5.KATEGORİ:Bir kişisel gelişim kitabı
KİTABIN ADI:Devrim(Revolution)
YAZARI:Osho
YAYIN EVİ:Butik Yayın evi
SAYFA SAYISI:325
 Bu kitabı Ben Malala ile Gün Olur Asra Bedel arasında okumuştum.Hatırlarsanız 10 günde bitirdim demiştim Cengiz Aytmatov'un kitabını.Çok büyük umutlarla başlamıştım ama hiç bana göre olmadığına karar verdim hiç hiç hemde.O yüzden blog yazısını bile yazma gereği hissetmedim.Çok boş ve düşünceleri temelsiz bir kitaptı.Ben başka bir devrimi anlattığını düşünmüştüm ama Osho'nun bahsettiği devrim çok boş bir devrimdi. Bir daha kitaplarını tercih edeceğim bir yazar değil frekanslarımız hiç tutmadı hem dil bakımından hemde konu bakımından...

17.KATEGORİ:Bir biyografi otobiyografi
KİTABIN ADI:Ben Malala
YAZARI:Malala Yusufzay
YAYIN EVİ:Epsilon
SAYFA SAYISI:390
Malala'nın da blog yazısını yazmıştım.Kitapla ilgili görüşlerimi buradan okuyabilirsiniz.

24.KATEGORİ:Mektuplardan ya da anılardan oluşan bir kitap
KİTABIN ADI:Savaş Çağı Umut Çağı
YAZARI:Oya Baydar
YAYIN EVİ:Can Gençlik
SAYFA SAYISI:135
Oya Baydar'ın bu kitabınında blog yazısını yazmıştım .Okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

26.KATEGORİ:3 kitalık bir seri veya aynı seriden 3 kitap
Lanet İşleyiciler Serisi
1.KİTABIN;                                              2.KİTABIN;                              3.KİTABIN;
ADI:Beyaz kedi                                          ADI:Kırmızı Eldiven                    ADI:Kara Yürek
YAZARI:Holly Black                                  YAZARI:Holly Black                 YAZARI:Holly Black
YAYIN EVİ: Dex                                       YAYIN EVİ:Dex                       YAYIN EVİ:Dex
SAYFA SAYISI:299                                 SAYFA SAYISI:290                  SAYFA SAYISI:270
Bu seri hakkındaki yorumlarımı yazdığım bolg yazısından okuyabilirsiniz.Blog yazısı için buraya tıklayabilirsiniz.
29.KATEGORİ:Hiç okumadığınız 4 yazardan birer kitap (2 erkek 2 kadın )
1.KİTABIN ADI:Gün Olur Asra Bedel
YAZARI:Cengiz Aytmatov
YAYIN EVİ:Ötüken
SAYFA SAYISI:426
 Gün olur asra bedel ile ilgili yorumlarımı  buradan okuyabilirsiniz.

2.KİTABIN ADI:Kambur
YAZARI:Şule Gürbüz
YAYIN EVİ:İletişim
SAYFA SAYISI:92
Kambur gerçekten okunası bir kitaptı.Yorumlarım için buraya tıklayabilirisiniz.

Eveett şöyle bir bakıyorum da bu bir ay içerisinde toplamda 10 kitap okumuşum.Gerçekten güzel bir rakam benim için .Aslında daha fazla okuyabileceğimi biliyorum ama ramazan dolayısıyla okumaya kafamı vermekte zorlanabiliyorum.Yine de olsun verimli bir ay geçmiş benim için.

Şimdi işin biraz da eğlence kısmı olan Puanlamaya geçelim bakalım bakalım durumum neymiş.
Toplamda 10 kitap okuduğum için 10*10=100 puan
Toplamda 2.713 sayfa okuduğum için 27 puan
26.kategoriyi tamamladığım için ekstra 15 puan 
Genel toplamda : 100+27+15=142

Bakalım listenin neresinde olacağım heyecanla bekliyorum:) Tekrardan Pinuccia'ya bu güzel etkinliği için teşekkür ediyorum.Etkinlik iiçin detayları buradan öğrenebilirsiniz.


 Herkese bol okumalı mutluu günler..





21 Temmuz 2014 Pazartesi

LANET İŞLEYİCİLER SERİSİ-HOLLY BLACK

SERİNİN ADI:Lanet İşleyiciler
KİTAPLARIN ADI: 1.Kitap-Beyaz Kedi 2.Kitap-Kırmızı Eldiven  3.Kitap-Kara Yürek
YAZAR:Holly Black
YAYIN EVİ:Dex
ÇEVİRMEN:Yiğit Değer Bengi
BASKISI:2011 Temmuz

Merhabalaar..
Bugün daha önce hiç okumadığım fantastik bir seri ile karşınızdayım.Aslında dediğim gibi sevmediğim bir tarzdı fantastik kitaplar.Tabi Harry Potter serisini ayrı tutuyorum onun yeri bende çok çok ayrıdır.Ama 2014 kararlarımda her tarzda kitap okuma kararı aldığım için fantastik kitaplara da şans vereyim dedim.

Şimdi öncelikle fantastik serilerin koyu bir okuyucusuysanız bu tarz hakkındaki yanlış bilgilerimi mazur görmenizi ve düzeltmenizi rica edeceğim. Baştan söyleyeyim sonradan bir sıkıntı yaşamayalım.

Öncelikle seriyi bana göre kısa sayılabilecek bir sürede bitirdim.Tabi bunda kitapların normal fantastik kitaplara göre biraz kısa olmasınında payı yok değil.


Lanet İşleyiciler serisi ile başladım Ve ilk kitap Beyaz Kediydi.Bu kitap bir seriye başlamak için gerçekten uygun ve konusu itibariyle de doğru bir seçim olmuş bence.Kitaptaki konudan yine çok bahsetmeyeceğim ama yaratıcılık konusunda yazar fena sayılmazdı.Kitabın akışı içerisinde yazar hem heyecanlandırdı hem de şaşırttı bunlar benim için kitabın artıları oldu.Yani okumaya başladığınız anda kitabın devamı için yorumda bulunamıyorsunuz hiç beklemediğiniz karakterlerden beklenmedik şeyler çıkıyor.Beyaz Kedi kitabının benim sevmediğim yönü sonu oldu.Kitabın sonu tek bir kitap olsaydı güzeldi ama bir seri kitabı olduğundan devamı için heyecanlı bir son değildi. Ben kitabı bitirdiğimde  aa ikinci kitapta ne olacak acaba diye merak etmedim açıkçası.

Aynı şey serinin ikinci kitabı olan Kırmızı Eldiven içinde geçerli .Bence yazarın en büyük eksikliği bu yönü.Kitaptaki heyecanı kitabın sonunda bitiriyor ve devam kitaplar için bir heyecan yaratmıyor.Yani dizilerdeki sezon finali gibi düşünürsek bu kitapların sezon finalleri pek güzel olmadı benim açımdan.
Tabi Kara Yürek final kitabı olması itibariyle biraz daha farklı diğer iki kitaptaan.


3 kitapta genel itibariyle dil ve üslup bakımından birbirlerinden çok farklı değildi.Yani kitapları ayrı ayrı değerlendirmememin nedeni de bu açıkçası.3 kitapta birbirinden çok farklı değil.Ama şunu söyleyeyim blog yazılarında abartıldığı kadar sürükleyici bir seri olamamış.Bence bir Harry Potter serisi değildi yani.

Kitaplarda erotik ögeler yok denilecek az hatta hiiç yok bile diyebilirim bu da orta okul, lise düzeyinde okuyucular için uygun bir seri yapıyor bu seriyi.Hatta aslında bence tam 14 -17 yaş arası okuyuculara hitap eden bir seri.Konu ve dil itibariyle.

Dediğim gibi yaratıcı bir yazar fakat bu çok yüksek düzeyde değil en azından bu seri için orta düzeyde kalmış.Tabi diğer serilerinde durum farklıdır ona bir şey diyemiyeceğim. Ama görüyorum ki fantastik serilerde alacağım çok yol var daha .....

Bu seri beni fantastik serilerde biraz da olsa yaklaştırdı.Elimdeki okunması gereken kitapları bitirdikten sonra yeni bir fantastik seri okumayı düşünüyorum .Ama bu sefer herkes tarafından beğenilen ve tavsiye edilen bir seri düşünüyorum bakalımm.Sizlerin tavsiyelerinde açığım tabikide.Önerileriniz doğrultusunda da hareket edebilirim.

 Benim Lanet İşleyiciler serisine puanım:


Sizin en beğendiniz fantastik seri hangisi? Paylaşırsanız çok mutlu olurum.
Bol okumalı ve mutlu günleer..



İSKENDER PALA-MİHMANDAR

KİTABIN ADI:Mihmandar
YAZARI: İskender Pala
YAYIN EVİ:Kapı
BASKISI: 1.Basım Ocak 2014
SAYFA SAYISI:383
TÜRÜ:Roman

Merhabalar..
Bugün İskender Pala'nın Mihmandarı hakkında bir yazıyla karşınızda olacağım.İskender Palayı ilk olarak OD kitabıyla tanımış ve çok sevmiiştim.Hem kitabı hem de yazarı.Donanımı,tarih bilgisi beni heyecanlandırmıştı hala aynı etkileri taşımaktayım.Gerçekten de denildiği gibi Divan Edebiyatını sevdiren bir yazar kendisi.Mihmandar ise ilk çıktığından beri gözüme ilişen bir kitaptı ve çıktığından birkaç sonra hemen edinmiştim ama sıra bir türlü gelmemişti kendisine.Sonra geçtiğimiz günlerde göz göze geldik yaz okuma şenliği listemde de olduğundan okuyayım dedim.Ve iyiki okumuşum...

Kitap bir Eyüp Sultan romanı diye geçiyor.Konusu da tabikide Eyüp Sultan hazretleri hakkında.Ama güzel olan İskender Pala konuyu öyle bir yerden başlayarak ele almış ki bağlılık bütünlük mükemmel olmuş.Bilmeyen yada yarım bilgisi olan okuyucular için ise harika olmuş bu durum.Ve bir de konuyu önce ve sonrasında bağladığı yer insanı mest ediyor.Biraz üstü kapalı anlatıyorum ama inanın büyüsünü bozmak istemediğimden yoksa konuyla ilgili yazmak istediğim o kadar çok şey var ki...


Dil ve üslup bakımından da okuyucuyu yormayan,heyecanlandıran,kimi zaman hüzünlendiren,şevklendiren,bilgilendiren,manevi açlığını dolduran tamamlayıcı bir kitap olmuş.Öyle ki defalarca okusam yeni manalar bulur ve yine aynı tadı farklı şekiller de bulacağımı düşünüyorum.

Kitapta çok güzel hayat dersleri veriliyor anlayanlara tabiki de.Çok güzel mesajlar ,anlamlı sözler ve olaylar var. Ben mesela bilmediğim bir çok olay ve kişi öğrendim,tanıdım.Aynı zamanda bağlantı kurmakta zorlandığım olay ve kişileri düzenli kurgu sayesinde anlamdırabildim.İslam tarihi hakkında çok güzel,düz,akıcı bilgiler vermiş yazar.Tüm bunlar müthiş bir araştırmanın sonucu olduğunu gösteriyor ayrıca.

Kitabın iç tasarımı da çok güzel ayrıca.Okuyucuyu sıkmamak adına bölümlere ayrılmış kitap.Her bölüm farklı bir kahramanın gözünden anlatılmış.Bu ayrıntıda beni kitaba bağlayan etkenlerden biri oldu. iç tasarım gibi kapak tasarımı da dikkat çekici ,özenli ve kitabın bütünüyle uyumlu.

Bu tarz konusu akıcı ,güzel kitapların genelde benim açımdan sorunları sonları oluyordu.Yani sonunun bağlandığı yer veya bağlanamaması beni çok rahatsız ediyordu fakat Mihmandar da kesinlikle böyle bir surumla karşılaşmadım.Sonlara doğru acaba bağlayamayacak mı diye korktum ama yazar burda usta kalemini ve zekasını konuşturmuştu.

Olumsuz yönlerine gelecek olursak ...Düşünüyorum inanın bir şey bulamıyorum.Beni rahatsız eden okumamı aksatacak hiç bir pürüz yoktu.

Yorumlardan da anlayacağınız gibi  ben Mihmandar'ı çok sevdim çok beğendim.Okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.Ve puanlamaya gelecek olursak tabikide puanım:

Puanlamamın nasıl olduğunu merak ediyorsanız buraya tıklayabilirsiniz.
Hepinize bol okumalı mutlu günler...

Bana ulaşabileceğiniz diğer yerler:




19 Temmuz 2014 Cumartesi

YENİ PUANLAMA SİSTEMİM

Merhabalar..

Bugün sizlerle yeni puanlama sistemimi paylaşacağım.Öncelikle neden buna ihtiyaç duyduğumdan bahsedeyim biraz.Ben okuduğum kitapları aynı zamanda Goodreads de değerlendiriyorum ve orada mevcut bir puanlama sistemi var.Ama her okuyucunun oraya girip puanlamaya bakması vs. gibi durumlar biraz uğraştırıcı ve karışık olacaktır. Aynı zamanda bu blog benim bir nevi arşivim olduğundan geçmişte okuduğum kitaplara baktığımda puanlamalar düzen açısından iyi olacaktır . Bu yüzden kendimce bir puanlama sistemi oluşturdum.<goodreadstekine paralel olacak şekilde>

Kısa açıklamamım ardından puanlamaya geçelim bakalım ben neyi nasıl puanlıyorum. Herkes gibi bende 1 den 5'e kadar oylayacağım kitapları.

                                                                                                                                                                       1: Bu oyu çok nadir kullanmayı diliyorum.Çünkü hiç hiç beğenmediğim kitaplar için                                                                         kullanacağım bir not kendisi.



            2:Genel olarak beğenmedim ama beğendiğim kısımlarda yok                             değildi.Okumasaydım da bir şey kaybetmezdim.Vasat diyebiliriz.



                         3:Ortaydı diyebilirim.Genel olarak güzeldi ama beğenmediğim kısımlarda                                                                          yadsınamazdı.Ne çok iyi ne çok kötü.



                          4:Okurken zevk aldım.Beğenmediğim kısımlar hemen hemen yok gibiydi.Kısacası                                                                                              güzeldi, etkilendim.



                      5:MUHTEŞEMDİ.Bayıldım hiç elimden bırakmak istemedim.Okurken içindeydim                                  sanki kitabın, sanki ben yaşadım satırlarda yazan herşeyi.Mutlaka bakmalısın bu kitaba.



18 Temmuz 2014 Cuma

ŞULE GÜRBÜZ-KAMBUR

KİTABIN;
ADI:Kambur
YAZARI:Şule Gürbüz
BASKISI:2011
TÜRÜ:Roman
YAYIN EVİ: İletişim Yayınları

Benden, bana kayıtsız kalınması ile benden nefret edilmesi arasında bir seçim yapmam istense, tereddütsüz, nefreti seçerim, kayıtsız kalınacak bir yanım yoktur. Ve ben söylemek isterim ki, her şey ve herkese kayıtsızım. Değilmişim gibi davrandığım durumlar, yaşıyormuşum gibi yapma zorunluluğumdandır. Bana sorulsa bir gün "Kamburunun düzelmesini mi istersin, yoksa tüm insanların kambur olmasını mı?" diye, herkesi kambur görmek olurdu dileğim. Yerden yüksekliğimin bu gülünç santimleri yüzünden, yaşama da ölüme de sizlerden daha yakınım. Daha sonraları yerimi yadırgamamak için, yükselme isteğini bir türlü anlayamam. Zaten bir portakalın doğusu batısı olduğuna inananlardan değilim dolayısıyla dünyanın da...Bana renk bile sormayın bir beyazdan ya da sarıdan ne anladığınızı bilmeden size yanıt veremem..
                                                                                           ARKA KAPAKTAN ..

Merhabalar..
Şuan bu kitaba nasıl bir giriş yazsam diye kara kara düşünmekteyim aslında.Çünkü defalarca yazıp sildim ne yazsam yetersiz olduğunu düşündüm nedense.Aslında Kambur'u okuyanlar ne demek istediğimi anlamışlardır diye düşünüyorum.Okumayanlarda yazının sonunda az çok zorlanmamın nedeni hakkında fikir sahibi olurlar.


Öncelikle Türk edebiyatı yazarları arasında en  en sevdiğim, kitaplarını okumaktan bıkmayacağım Hakan Günday'ın bir röportajında önerdiği bir yazar ve eseriydi Kambur.Sırf meraktan aldım yani. Ama bir süre elime alamadım , ya kötüyse yani ya etkilenmezsem ya beğenmezsem ya sıkılırsam diye korktum. En nihayetinde uzuuunca bir kitabın ardından soluk olması amacıyla başlama kararı aldım.Soluk olması nedeniyle diyorum çünkü kitabımız 90 sayfacık.


Kitap tür olarak roman diye geçiyor. Ama benim alışkın olduğum roman tarzından biraz farklıydı.Hem konu itibariyle hem de konunun işlenişi itibariyle. Yani kitabın ne belirgin bir karakteri var ne de belirli bir olay örgüsü ve zamanı.İçerikten çok fazla bahsetmek istemiyorum kitabın büyüsünü kaçırmamak için .Ondan dolayı bende bıraktığı etkilere geçeyim.

Hani hayatta bazen cevap veremediğiniz sorular olur, yada bilindik olayları yaşarsınız ama kayıtsızsınızdır farkında değilsinizdir ama aslında rahatsızsınızdır.Yazarda tam da bunları anlatmış. Nefretlerini, hissettiklerini kendi diliyle harmanlamış ve bizlere sunmuş.Çokta güzel yapmış.Çok etkilendim kendimden kesitler yakaladım,üzerinde kafa patlattım , bazen anlayamadım sabahtan akşama kadar düşündüm,o ufak detayları yakaladım anlamlandım..

Okuduktan sonra ufak bir araştırma yaptım . Bulduklarımı sizlerle de paylaşayım.Kambur Şule Gürbüz'ün 1992 de yazdığı ilk romanıymış. 2011 yılına kadar baskısı tükenmiş ve sadece koyu Şule Gürbüz hayranlarının bildiği,kimselerle paylaşamadıkları gizli,büyülü bir metinmiş.2011 yılında İletişim Yayınları tarafından yeniden yayımlanmış.Dikkatinizi çekiyorum yazarın ilk romanı ve bu kadar usta bir dil..

Ben Şule Gürbüz'e dişi Hakan Günday diyorum bu arada kendisini o kadar çok sevdim yani.Normalde kitap tavsiye etmekten çok hoşlanmam önceki yazılarımda da dediğim gibi kitabın okuyucuyu kendisine çektiğine çağırdığına inanırım ama bu kitaba bir bakın derim.Sizlerde kendinizden birşeyler bulacaksınız mutlaka...

TWİTTER HESABIM:https://twitter.com/KucurRabia

10 Temmuz 2014 Perşembe

OYA BAYDAR-SAVAŞ ÇAĞI UMUT ÇAĞI

KİTABIN ADI:Savaş çağı umut çağı
YAZARI:Oya Baydar
BASKISI:2.baskı-Ağustos 2010
YAYIN EVİ:Can Gençlik
TÜRÜ:Roman-Anı

Merhabalar..
Art arda yazılar geliyor bilmem farkettiniz mi..Bunun tek bir nedeni var o da bu ara kitap okuma konusunda az da olsa hızlanmış olmam.Yani bu hız konusu biraz da kitaba bağlı aslında ama günde bir kitap bitirince bir şevk de gelmiyor değil :)
Yine ilk kez tanıştığım bir yazarın kitabıydı.Kitap 44 yıl önce yazılmış ve o dönemin sıkıntıları,buhranları, gençliğin tüm bunlar karşısında hissettikleri yaşadıkları hakkında.Yazar en başta kendi jenerasyonunu kastetmiş hatta kendi yaşadıklarını kastederek bunun bir anı kitabı olabileceğini söylemiş.Bunu bilerek okumaya başladığınızda yaşananlara daha çok saygı duyuyorsunuz sanki ya da en azından ben öyle hissettim.



Kitap yazarın çıkarmış olduğu ilk kitaplardanmış biraz araştırdığımda öğrendim ve şaşırdım.Çünkü acemi bir yazarın diline , anlatış biçimine hiç benzemiyordu.Gayet akıcı , okuru kucaklayan ,samimi bir dille yazılmıştı kitap.Bu bende şöyle bir izlenim uyandırdı. Yazar boş değil,donanımlı,birikimleri olan biri . Oya Baydar'ın hayatı hakkında bir bilgim yok ve bu izlenimlerin sadece kitabı okuyarak oluşması çok güzel benim için.

Kitabı hiç blog araştırması yapmadan tesadüfen almıştım bunu da belirtmeden geçemeyeceğim ve bu konuda birkaç bir şey söylemek istiyorum.Bazen bazı kitaplar sizi çağırır . Yani hiç beklenmedik bir anda kitapla göz göze gelirsiniz ve alırsınız.İyi ya da kötü bir bilgiiniz yoktur sadece alırsınız .Bu kitap da beni kendine çağırdı ve oku dedi. İyi ki de demiş :)


Savaş Çağı Umut Çağında kendinizden günümüzden bir şeyler buluyorsunuz bu yönüyle de bir çırpıda okunabiliyor.Yani bu gün insanlığımızın kanayan yaralarını o günlerde tecrübe etmişler bizlere de dersler çıkarmak düşüyor. Gerçekten de tarihini bilmeyen , tarihten ders çıkarmayan bir toplum gelecekte yok olmaya mahkum oluyor. Bu gün bunu görüyor ve  kahroluyorum.

Kitabın olumsuz yönlerini düşünüyorum .. Öyle beni çok rahatsız eden bir bölüm yada anlatışla karşılaşmadım.Ama tabi bunlar benim şahsi fikirlerimdir kişiden kişiye değişebilirler.

Sizler Oya Baydar'ın Kitapları hakkında ne düşünüyorsunuz?Hangi kitaplarını tavsiye edersiniiz?
Paylaşırsanız çok mutlu olurum..
Mutlu ve umut dolu günler..




8 Temmuz 2014 Salı

CENGİZ AYTMATOV- GÜN OLUR ASRA BEDEL

KİTABIN ADI:Gün olur asra bedel
YAYIN EVİ:Ötüken
TÜR:Roman
BASKI: 32.baskı -2013
ÇEVİRMEN:Refik Özdek
SAYFA SAYISI:426
YAZAR:Cengiz Aytmatov

Merhabalaar..
Bugün yaz okuma şenliği kapsamında okuduğum bir diğer kitapla karşınızdayım.Kitapla ilgili değerlendirmelerime geçmeden önce bir kaç bişeyden bahsetmek istiyorum.Öncelikle başta da gördüğünüz gibi artık kitapla ilgili bazı bilgileri yazılarımın giriş kısmına yazacağım.Bunun nedeni hem sayfa,yayın evi gibi bilgileri daha rahat görebilmek hemde değerlendirmelere bunları bilerek başlamak.Bence bu sistem benim baştaki düzenime göre daha iyi olacak.Yani öyle umuyorum. İkinci olarak blogum yavaş yavaşta olsa ziyaretçilerim tarafından ziyaret ediliyor umuyorum zamanla bu ziyaretler zamanla artacaktır.

 Gelelim kitabımıza.. Cengiz Aytmatovun okuduğum ilk kitabıydı ve kendimi olabildiğince sıfır beklentide tuttum.Yani önyargısız başlamanın daha iyi olacağını düşündüm.Çünkü hiç tanışmadığınız bir yazarla ilk kez tanışırken (kitabını okumayı kastediyorum),onun dünyasına o ilk adımı atarken önyargısız olmak benim açımdan ve devamlılık açısından  çok önemli. Kitap konu bakımından çok güzel ve özel oldu benim için.Okumaya başladığım an aldı beni içine.Olayların geçtiği Sarı-Özekte dolaştım,Karanar'ın haylazlıklarına şahit oldum,Kazangap'ın ölümüne üzüldüm vs.. hepsini karakterlerle yaşadım ve bu çok önemli benim için.Her kitapta her konuda,her üslupta karşılaşmadığımız bir durum ne yazıkki..


Cengiz Aytmatovun öyle bir hayal gücü varmış ki.. O kadar güzel kurgulamış ki romanı efsanelerle o kadar güzel süslemiş kii hayran olmamak elde değil gerçekten. Kitabın konusu hakkında genel bir bilgi vermek gerekirse ; Boranlı diye bir kasabada Kazangap adında saygın bir demir yolu işçisi ölüyor ve onun en yakın arkadaşı Yedigey onu gömmeye giderken geçmişte yaşadıklarını anımsıyor ve olaylar olaylar olaylar...

Kitabın adıyla içerikteki olay örgüsünün uyuşması benim çok hoşuma gitti.Gerçekten de Yedigey için gün oluyor asra bedel ..

Kitabın benim açımdan olumsuz yerleri de yok değil tabi.İlk olarak yazar aşırı aaşırı betimlemeler yapmış.Belki bunlar bazı okuyucular için fazla olmayabilir ama bana çok fazla geldi o kadar ki bazı yerler de aşırı sıkıldım.Kitabı 10 günde bitirmemden de anlaşılıyordur sanırım bu durum. Gerçekten bu ayardaki bir kitap için ççok çok uzun bir süre yani eğer ben hızla gidersem o yaz okuma şenliği listemdeki kitapların yarısını bile bitiremem. Hızlanmam lazım.Diğer bir durum ise kitabın sonu. Bence bazı konular yarım kaldı tamamlanamadı.Kitabın tam bir sonuca bağlanmaması  mesela Orman Göğüslülerin es geçilmesi yada uzay konusunun geri planda bırakılması benim pek hoşuma gitmedi.Aslında yazar bu konulardan yürüse karakterlerle arasında bağlantı kursa daha değişik ve ilginç bir hikaye çıkabilirdi ortaya.

Sonuç olarak artıların bu eksiklikleri bir nebzede olsa ekarte ediyor.O yüzden sıkıntı yok. :)
Mutlaka okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.Birde  yazar kitabın sonunda bu kitapla bağlantılı başka bir kitabını öneriyor en kısa zamanda edinip okumaya çalışacağım.

Sizler Cengiz Aytmatovun hangi kitaplarını okudunuz? Neler düşünüyorsunuz? Paylaşırsanız çok sevinirim.
Mutlu Günleerr...